Araştırmacılar polikistik over sendromunun (PKOS) kesin nedeni konusunda emin olmasalar da, endokrin sistemindeki bir dengesizliğin, onunla ilişkili birçok değişiklikten sorumlu olduğu bilinmektedir. Bir kadının yumurtalıkları ve böbreküstü bezleri normalden daha fazla androjen üretir, bu da artan vücut kıllarına, sivilcelere ve düzensiz dönemlere neden olur. Genetik, sağlık ve yaşam tarzı faktörlerinin bir kombinasyonu bu değişikliklerde rol oynayabilir.
Yaygın sebepler
PCOS, dünya çapında kadınların %6 ila %10’unu etkiler. İşte PCOS’un neden oluştuğuna dair temel teorilere bir bakış.
Hipotalamik-Hipofiz-Yumurtalık Ekseni
Hormonlar, vücuttaki bir yapı tarafından üretilen ve bir hücre veya organda değişikliğe neden olan proteinlerdir. Gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH), hipotalamus (beyindeki bir bez) uyarıldığında üretilir. GnRH, beyindeki bir başka küçük yapı olan hipofiz bezine gider ve daha sonra birçok vücut fonksiyonunu düzenleyen ve sürdüren çeşitli başka hormonlar üretir.
PKOS için önemi olan hipofiz, folikül uyarıcı hormon (FSH) ve luteinize edici hormon (LH) üretir. LH, androjen üretimini uyardığı yumurtalığa gider.
Bu hormonal kontrol sistemini tanımlamak için hipotalamik-hipofiz-yumurtalık (HPO) ekseni kullanılır.
Sürekli yüksek LH ve androjen düzeylerinin, yani testosteronun PKOS’a neden olduğu varsayılmıştır. Ancak bu, PCOS’lu birçok kadının neden yüksek LH seviyelerine sahip olmadığını açıklamaz.
İnsülin-Androjen Bağlantısı
İnsülinin PCOS gelişiminde rolü olduğu düşünülmektedir. İnsülin, glikoz seviyelerini düzenlemeye ek olarak, karaciğerin seks hormonu bağlayıcı globulin (SHBG) olarak bilinen önemli bir molekülün üretimini azaltmasına neden olur.
Testosteron, molekül mevcut olduğunda SHBG tarafından kanda taşınır. Azaltılmış miktarda SHBG varsa, kanda daha fazla serbest testosteron (SHBG tarafından taşınmayan) bulunur. Ayrıca yüksek insülin düzeylerinin yumurtalıkların ürettiği androjenlerin sayısını artırabileceğine inanılmaktadır.
Bu aynı zamanda PCOS’ta görülen yaygın bir sorun olmasına rağmen, durumu olan birçok kadında insülin direnci (hücrelerin insüline tepki verme biçiminde bir değişiklik) olmadığı için PCOS’u tam olarak açıklamaz.
Genetik
PCOS’un önemli bir yönü, ailelerde çalışmasıdır. PCOS’lu kadınların genellikle kız kardeşi, annesi, kuzeni veya teyzesi de vardır. Diğer olası nedenler tartışmalı olsa da, PCOS’un açıkça kalıtımla bir bağlantısı vardır.
Her gün araştırmacılar, suçlanabilecek genetik anormallikleri belirlemeye daha da yaklaşıyor. Bu, tek bir tanı testinin olmaması ve diğer faktörlerin (diyet ve egzersiz alışkanlıkları gibi) hastalığın gelişiminde oynayabileceği rol nedeniyle zordur.
Androjen, luteinize edici hormon, anti-Müllerian hormon, enerji üretimi, insülin üretimi, insülin regülasyonu, inflamatuar yanıt ve yağ üretimini kontrol eden genlerdeki yaygın varyasyonlar sorumlu olabilir.
PCOS’lu kadınların %20 ila %40’ının PKOS’lu bir annesi veya kız kardeşi vardır.
Yaşam Tarzı Risk Faktörleri
PCOS, obez olan kadınlarda daha sık görülür. Fazla kilolu olmanın PCOS’a mı neden olduğu yoksa PCOS’a sahip olmanın bir sonucu mu olduğu açık değildir. Normal kilolu birçok kadının da PKOS’u olduğunu unutmayın.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine (CDC) göre, insülin direncine yol açan yaşam tarzı faktörleri PCOS riskinizi artırabilir. Bunlar, hareketsiz olmak ve sağlıksız bir diyet yemek içerir. Kilo vermek genellikle insülin direnci semptomlarını iyileştirecektir.
Açıkça tanımlanabilir bir nedeni olmayan bir duruma sahip olmak sinir bozucu olabilir. Ancak ailenizde PCOS veya tip 2 diyabet varsa, risk faktörlerinizi değiştirmek için çalışabilirsiniz. PCOS ile bile normal kilonuzu korumaya veya bu kiloya ulaşmaya çalışarak komplikasyon risklerinizi azaltabilirsiniz. Hangi ağırlıkta olursa olsun, egzersiz yaparak aktif olmak ve hareketsiz zamanınızı azaltmak risklerinizi artıracak ve insülin direnciyle ilişkili semptomları kontrol etmenize yardımcı olabilir.
Discussion about this post