Bebeğinizdeki normal ağlama kalıplarını nasıl tanımlayacağınızı öğrenin
Bütün bebeklerin yaptığı bir şey varsa o da ağlamaktır. Günün saati, ne kadar ağladıkları ve neden ağladıkları farklılık gösterse de, tüm ebeveynler, ilk birkaç ayda yüksek perdeden çığlıklar atmanın çok fazla sabır, bilgelik ve destek gerektirdiği konusunda hemfikirdir.
Bazı ebeveynler için, bir ritme yerleşmek ve bebeklerinin telaşlı olma sıklığında bir değişiklik fark etmeye başlamak uzun sürmez. Ancak birçokları için bu ağlama aşaması sonsuza kadar devam ediyor gibi görünüyor ve ısrarlı çığlıklar genellikle günün belirli saatlerinde duyuluyor.
Uzmanlar bu aşamaya MOR Ağlama Dönemi diyorlar ve hayır, bunun nedeni bebeğinizin ciğerlerinin tepesinde çığlık attığında her türlü renge dönmesi değil.
MOR, bir bebeğin ağlamasının belirli özelliklerini tanımlamak için kullanılan bir kısaltmadır.
MOR Ağlamak Nedir?
Onlarca yıldır birçok uzman ve ebeveyn, sağlıklı bir bebekte sürekli, teselli edilemez ağlamanın ana nedenlerinden birinin kolik olduğuna inanıyordu. Kolikli bir bebek, üç haftalıktan önce başlayan, haftada en az üç gün meydana gelen ve yaklaşık üç aylıkken biten, üç saat boyunca sürekli ağlayan sağlıklı bir bebek olarak kabul edilir.
Bununla birlikte, son bulgular, beş aylıktan önce sürekli ağlama nöbetlerinin mutlaka bebeğinizde bir sorun olduğu anlamına gelmediğine işaret ediyor. Aslında, bu aşamanın tamamen normal olduğunu ve hatta bebeğinizin gelişimi sırasında beklendiğini öğrenmek sizi şaşırtabilir.
Uzmanlara göre bu aşama yaklaşık iki haftalıkken başlayabilir ve genellikle bebeğiniz yaklaşık üç ila dört aylık olana kadar devam eder. Bu süre zarfında ebeveynleri desteklemek için Ulusal Sarsılmış Bebek Sendromu Merkezi, PURPLE Crying adlı araştırmaya dayalı bir eğitim programı oluşturdu.
MOR Ağlama Programı, ebeveynleri ve bakıcıları, bir bebeğin hayatının ilk haftaları ve aylarında meydana gelen tipik sürekli ağlama dönemleri hakkında eğitmeye yardımcı olmak amacıyla ortaya çıktı. Bebeklerin yaşadığı standart ağlama eğrisi ve bebeği sarsmanın tehlikeleri hakkında eğitim sağlar.
MOR Harfler Ne Anlama Geliyor?
Sağlıklı bebekler doğduktan sonra çok ağlarlar. Yemek yemeleri, değiştirilmeleri, gazları çıkarılmaları veya tutulmaları gerektiğini size iletmenin yolu budur. Bu sık gözyaşı nöbetleri genellikle bebeğiniz beş aylık olana kadar devam eder.
Bu aşamayı anlamlandırmakta zorlanıyorsanız, bebeğinizin ruh hali değişikliğinin normal olup olmadığını ve MOR Ağlama alanına girip girmediğini daha iyi anlamak için aşağıdaki kısaltmayı kullanın. MOR harfler şu anlama gelir:
-
Ağlamanın zirvesi: Bu aylarda bebeğiniz her hafta daha fazla ağlayabilir ve en yüksek düzeyi ikinci ayda olur. Bu tipik olarak üçüncü ila beşinci ayda azalmaya başlar.
-
Beklenmeyen: Sürekli ağlama beklenmedik ve tahmin edilemez. Bu, bebeğinizin nöbetlerinin neden olduğuna dair herhangi bir açıklama olmaksızın gelip gidebileceği anlamına gelir.
-
Yatıştırmaya karşı direnir: Bebeğinizi tekrar tekrar sakinleştirme denemelerinden sonra bile ağlamaya devam edebilir.
-
Ağrıya benzer yüz: MOR Ağlama evresinde, bebeğiniz acı çekiyormuş gibi görünebilir, öyle olmasa bile.
-
Uzun süreli: Sürekli ağlama atakları, bir seferde 30 ila 40 dakikadan birkaç saate kadar sürebilir. Ayrıca günlerce devam edebilirler.
-
Akşam: Diğer adıyla “cadı saati” olarak bilinen öğleden sonra ve akşam saatleri, ağlamanın zirve yaptığı ya da en uzun sürdüğü saatler gibi görünüyor.
Nasıl başa çıkılır
Ağlayan bir bebeğe bakmak zordur. Çeşitli yatıştırıcı teknikleri denemek yardımcı olabilir. Farklı zamanlarda farklı şeylerin işe yaradığını görebilirsiniz. Bazen hiçbir şey işe yaramaz ve durum bu olduğunda, kendinize iyi bakmanız da önemlidir.
Bebeğinizi Yatıştırın
Bu aşamanın geçeceğini bilmek, birçok ebeveynin içini rahatlatır. Bununla birlikte, ağlamaları hiç bitmeyen gibi göründüğünde bebeğinizi yatıştırmak için ipuçlarına ve tekniklere sahip olmak yararlıdır. Sizin için işe yarayan doğru yöntemi bulmak biraz zaman alabilir, bu yüzden sabırlı olmaya çalışın ve başka bir şeye geçmeden önce bu teknikleri deneyin.
-
Ten tene temas: Bebeğinizi (sadece bir bebek beziyle) doğrudan göğsünüze, ten tene yerleştirmek, ağlamalarını sakinleştirmeye ve yaşayabilecekleri stresi hafifletmeye yardımcı olabilir.
-
Kundaklama: Bebeğinizi bir battaniyeye sıkıca sarın. Kundaklama genellikle bebeğin kendini güvende ve güvende hissetmesine yardımcı olabilir ve bu da daha az gözyaşına neden olabilir.
-
Hareket: Uzun bir ağlama nöbeti sırasında bebeğinizi yürürken, sallanırken veya sallanırken tutmayı deneyin.
-
Ilık banyo: Banyo zamanı bebeğiniz için genellikle rahatlatıcı bir deneyimse, üzgün olduklarında onu ılık suyla yıkamayı deneyin.
-
Temiz hava: Bebeğinizle birlikte dışarı çıkın. Bazen ortam değişikliği ve temiz havanın birleşimi, ağlayan bir bebeği sakinleştirmeye yardımcı olabilir. Yürüyüşe çıkın veya bir battaniyeye oturun.
-
Fiziksel ihtiyaçlar: Bebeğinizin tüm fiziksel ipuçlarını kontrol edin. Ateşleri var mı, yeni bir bebek bezine veya geğirmeye ihtiyaçları var mı, yoksa aç olabilirler mi?
Mola Verin
Yatıştırıcı tekniklerin bebeğinizin ağlamasını dindirmediğini fark ederseniz ve sinirli veya üzgün hissediyorsanız (ki bu normaldir), bebeğinizi güvenli bir yere yatırın ve uzaklaşın. Bebeğinize dönmeden ve yukarıdaki teknikleri tekrarlamadan önce sakinleşmek için biraz zaman ayırın.
Bebeğinize dönmeden önce sakinleşmeniz gereken süre size bağlı olacaktır. Yalnızca birkaç dakika sürebilir, ancak daha uzun süre uzaklaşmanızı da gerektirebilir. Yardım için eşinize, aile üyenize veya diğer güvenilir bakıcıya ulaşın.
Bebeğinizi hala yatıştıramıyorsanız, altta yatan bir sorun veya sağlık durumunun sürekli ağlamaya neden olup olmadığını öğrenmek için doktorunuzla konuşmayı düşünün.
Bebeğinizin ağlama nöbetlerinin gelişimin normal bir parçası olduğunu anlamak, bu stresli zamanlarla başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Unutmayın, bebeğiniz ağlıyor diye bir sorun olduğu anlamına gelmez. Tüm bebekler gün boyunca telaşlı zamanlar yaşarlar, bu nedenle durumu değerlendirmenize ve sadece üstesinden gelmekten başka bir şey yapmanız gerekip gerekmediğini belirlemenize yardımcı olacak MOR Ağlayan kısaltması gibi araçlara sahip olmak yardımcı olur.
Son olarak, kendinizi yorgun ve bunalmış hissediyorsanız, ihtiyaçlarınızı değerlendirmek ve kendinize bakmanın yollarını bulmak önemlidir. Öz bakım, ebeveynliğin sıklıkla ihmal edilen kritik bir bileşenidir. Sağlığınıza dikkat etmek, bebeğinize bakmak için daha iyi bir konumda olacağınız anlamına gelir. Bunu yapmanın bazı yolları arasında sağlıklı bir diyet yemek, yeterince dinlenmek, düzenli egzersiz yapmak, evin dışında vakit geçirmek, diğer insanlarla sosyalleşmek veya bedeninizi, zihninizi ve ruhunuzu besleyen başka aktiviteler yapmak yer alır.
Discussion about this post