Pozitif hava yolu basıncı (PAP) tedavisi de dahil olmak üzere birden fazla tedavinin etkinliğine rağmen, daha invaziv tedavinin gerekli olduğu bazı durumlar vardır. Uyku apnesinde trakeostomi cerrahisinin kullanımı, tedavisi zor veya yaşamı tehdit eden uykuda solunum bozukluğu olanlar için, bazen sorunlu olsa da büyük ölçüde iyileştirici bir seçenek olmaya devam etmektedir. İlk seçenek olmayabilir, ancak bazıları için son, en iyi seçenek olabilir. Uyku apnesini tedavi etmek için trakeostomi kullanımı hakkında bilgi edinin.
Trakeostomi Nedir?
Trakeostomi, boynun ön kısmındaki trakeaya veya nefes borusuna yapılan bir kesiğin cerrahi olarak yerleştirilmesidir. Açıklığı temiz tutmak için küçük bir plastik tüp yerleştirilebilir. Bu açıklık, üst solunum yolunu kullanmadan, üst boğaz, dil, ağız ve burun pasajlarını etkin bir şekilde atlayarak havanın hareketinin gerçekleşmesine izin verir.
Uyku Apnesinde Trakeostomi Neden Kullanılır?
Sürekli pozitif hava yolu basıncının (CPAP) ortaya çıkmasından önce, trakeostomi uyku apnesini tedavi etmek için daha sık kullanılan bir cerrahi tedaviydi. Uyku sırasında üst hava yolunun çökmesi ve solunumda tekrarlayan duraklamalara yol açması nedeniyle oluşan obstrüktif uyku apnesi (OSA) durumunda son derece iyi çalışır. Trakeostomiden sonra, boğazdaki bir açıklıktan nefes alma gibi gerçekleştirilen üst hava yolunun direnci kaldırılarak uyku apnesi büyük ölçüde iyileştirilir. Bu, oksijen ve karbondioksit seviyelerini ve diğer semptomları normalleştirebilir.
Solunum yetmezliği meydana geldiğinde ve CPAP veya bilevel gibi standart tedavi tolere edilmediğinde veya etkili olmadığında trakeostomi kullanılabilir. Bu, uyku apnesi aşırı derecede şiddetli olduğunda ortaya çıkabilir ve obezite-hipoventilasyon sendromunda olduğu gibi morbid obez kişilerde daha yaygın olabilir. Ayrıca, solunumu tehlikeye atan gelişimsel anormallikleri olan çocukların yanı sıra kritik komorbiditeleri olan kişilerde de gerekebilir.
Trakeostomi ile İlgili Sorunlar
Bir trakeostomi, hem donanım (trakeostomi tüpünün yer değiştirmesi, aşırı sekresyonlar, enfeksiyonlar) hem de üst solunum yolunun normal ‘bariyer’ etkisinin atlanması ve bu nedenle kaybolması nedeniyle çoklu komplikasyonlara sahip, son derece invaziv bir prosedürdür. Trakeostomi yerleştirme ile ilgili riskler ve problemler vardır, örneğin:
- Konuşma, “trakeostomi düğmesi” gibi bir uyum gerektirerek zorlaşabilir.
- Engellilik ve evlilik sorunları da dahil olmak üzere önemli uyum zorlukları olabilir.
- Özellikle tekrarlayan bronşit atakları olmak üzere enfeksiyon riski vardır.
- Trakea bölgesinde aşırı skar oluşumunu önlemek için deri grefti gerekebilir.
- Obez hastalarda ameliyatın kendisi daha zordur ve trakeostomi düğmesi de daha problemli olabilir.
Obez Hastalar İçin Dikkat Edilecek Bir Söz
Bir trakeostomi düşünülürse, obez hastaların da prosedürle ilgili artan başarısızlık riski altında olabileceklerinin farkında olmaları gerekir. Obez bireylerde mevcut olan uyku apnesi ve solunum yetmezliğinin bir çeşidi olan obezite-hipoventilasyon sendromu durumunda, trakeostomi sonrası rezidüel problemler olabilir. Solunum kaslarında azalan güç veya akciğerleri tamamen genişletme yeteneğinin azalması, işleme rağmen solunum yetmezliğinin devam etmesine neden olabilir.
CPAP, bilevel ve diğer destekleyici cihazlar gibi etkili noninvaziv tedaviler artık mevcut olduğundan, uyku apnesini tedavi etmek için trakeostomi artık nadiren kullanılmaktadır. Ancak son çare olarak ihtiyacı olanlar için hayat kurtarıcı bir seçenek olabilir.
Discussion about this post