Prolaktin, hamilelik ve emzirmede önemli bir rol oynayan çeşitli hormonlardan (oksitosin, östrojen ve progesteron dahil) biridir. Prolaktin beynin hipofiz bezinde yapılır. Hem erkeklerde hem de kadınlarda bulunur ve insan vücudunda birçok işlevi yerine getirmesine rağmen anne sütü üretimindeki anahtar işlevinden dolayı emzirme hormonu olarak bilinir.
Prolaktin vücutta her zaman bulunurken, hamilelik sırasında, doğum sırasında ve emzirme döneminde seviyeleri önemli ölçüde yükselir ve anne sütü üretimini, menstrüasyon ve doğurganlığı etkiler.
Prolaktin Nedir?
Prolaktin, laktasyondaki birincil rolü olarak adlandırılsa da, üreme sisteminde, hem kadınlarda hem de erkeklerde seks hormonlarının (testosteron dahil), davranış ve bağışıklık sisteminin üretimini etkilemek de dahil olmak üzere, önemli roller oynar. Çok fazla veya çok az prolaktin üretirseniz, bu sistemler olumsuz etkilenebilir ve bu da diğer şeylerin yanı sıra menstrüasyon ve doğurganlığı (hem erkeklerde hem de kadınlarda) etkileyebilir.
Prolaktin ve Laktasyon
Prolaktin, hamilelikten emzirmeye kadar vücuda çeşitli önemli şekillerde etki eder.
Gebelik
Hamilelik sırasında prolaktin, göğüslerinizi anne sütü üretimine başlamaya hazırlar. Bununla birlikte, plasenta tarafından üretilen yüksek östrojen ve progesteron seviyeleri, prolaktinin büyük miktarda olgun anne sütü yapmasını engeller.
doğum
Bebeğinizi doğurduğunuzda ve plasenta vücudunuzu terk ettiğinde, östrojen ve progesteron seviyeleri düşer ve prolaktin seviyeleri yükselir, bu da göğüslerinizdeki süt bezlerinin anne sütü yapması için sinyal verir.
Doğum Sonrası İlk Günler
Prolaktin’deki doğum sonrası artış, süt üretimini başlatan şeydir, ancak anne sütü üretimini sürdürmek için yeterli değildir. Anne sütü yapmaya devam etmek için bebeğinizi emzirmeniz veya anne sütünüzü sık sık pompalamanız gerekir.
Bebeğinizin doğumundan sonraki ilk birkaç gün içinde, prolaktin, kolostrumunuz geçiş anne sütüne dönüştüğü için sıklıkla meme büyümesine neden olan süt arzınızdaki muazzam artıştan sorumludur.
Bebeğiniz emdiğinde veya anne sütünüzü pompaladığınızda, göğüslerinizdeki sinirler, oksitosin ve prolaktin hormonlarını salması için beyninize bir sinyal gönderir. Prolaktin, göğüslerinizdeki süt bezlerine daha fazla anne sütü yapmalarını söyler ve oksitosin, anne sütünün göğüslerinizden bebeğinize ulaşmasından sorumludur. Çok sık emzirmeye (veya pompalamaya) devam ettiğiniz sürece, vücudunuz prolaktin salmaya devam edecek ve süt yapmaya devam edeceksiniz.
Emzirmiyorsanız
Vücudunuzdaki prolaktin seviyeleri hamilelik sırasında ve bebeğinizin doğumundan hemen sonra yüksektir. Ancak göğüslerinizdeki uyarıya tepki olarak vücudunuz prolaktin salgıladığından, emzirmezseniz veya anne sütünüzü pompalamazsanız prolaktin seviyeniz düşmeye başlayacaktır.
Doğumdan sonraki ilk birkaç hafta içinde, yine de anne sütü üreteceksiniz ve emzirmek veya sağmak istemediğinize karar verseniz bile göğüslerde şişme yaşayabilirsiniz. Ancak emzirme veya sağma olmadığında anne sütü üretimi yavaşlayacak ve sonunda duracaktır.
Prolaktin ve Anne Sütü Temini
Yukarıda belirtildiği gibi, anne sütü arzınızı korumak için sağlıklı bir prolaktin seviyesi önemlidir. Aynı şekilde, prolaktin seviyelerindeki düşüşler, süt tedarikinin azalmasına neden olabilir.
Azalan Prolaktin Nedenleri
Birçok şey vücudunuzdaki prolaktin seviyesini etkileyebilir. Emziren anneler için optimal prolaktin düzeylerinden daha düşük nedenleri şunlardır:
-
Östrojen İçeren Doğum Kontrolü: Östrojen ve prolaktin dengesinde bir değişiklik olduğunda anne sütünü etkileyebilir. Östrojen içeren doğum kontrolünün süt üretiminde azalmaya neden olduğu bilinmektedir.
-
Meme Cerrahisi: Areola veya meme ucu yakınında yapılan meme ameliyatı, beyne prolaktin salgılaması için sinyal veren sinirlere zarar verebilir.
-
Depresyon: Depresyondan muzdarip annelerde prolaktin seviyeleri daha düşüktür.
-
Erken Emzik Kullanımı: Emzirmenin ilk haftalarında emzik kullanımı, bebeğinizi memeye koyarsanız alacağınız meme uyarısının bir kısmını azaltır. Ne kadar çok emzirirseniz, o kadar fazla prolaktin üreteceksiniz. Çocuğunuz emzik kullandığında, prolaktini artırmak ve sağlıklı bir anne sütü tedarikini desteklemek için kaçırılmış bir fırsattır.
-
Uyuşturma Kremleri: Ağrıyan meme uçlarını tedavi etmek için asla uyuşturma kremi kullanılmamalıdır. Sadece bebeğin ağzını uyuşturmakla kalmaz, aynı zamanda memedeki sinirleri de uyuşturabilir. Sinirler beyne sinyal gönderemezse prolaktin salınımı olmaz.
-
Obezite: Fazla kilolu (veya önemli ölçüde zayıf) olmak prolaktin seviyenizi azaltabilir.
-
Sigara içmek: Sigara içmek prolaktin seviyelerinde azalmaya neden olabilir.
-
Takviye: Bebeğinize mama takviyesi yaparsanız veya bebeğe beslemeler arasında su verirseniz, vücudunuza o kadar fazla prolaktin salması için sinyal vermiyorsunuz demektir.
Prolaktin Düzeylerini Artırmanın Yolları
Prolaktin seviyenizi yükseltmenin en iyi yolu çok sık emzirmek veya pompalamaktır. Bebeğiniz doğduğunda, günün her saatinde en az iki ila üç saatte bir emzirmeli veya pompalamalısınız. Göğüslerinizi ne kadar sık uyarırsanız, beyniniz o kadar fazla prolaktin salgılar. Prolaktin seviyenizi artırmaya yardımcı olmak için deneyebileceğiniz bazı otlar, yiyecekler ve ilaçlar da vardır.
Bununla birlikte, prolaktin düzeylerini yükseltmenin tek başına sağlıklı bir anne sütü kaynağı oluşturmak için yeterli olmadığını belirtmek önemlidir. Göğüslerin uyarılması ve göğüslerden anne sütünün alınması da bir o kadar önemlidir.
Prolaktin ve Menstrüasyon
Emzirirken prolaktin seviyeleri yüksektir ve östrojen seviyeleri düşüktür. Bu hormonlar arasındaki ilişki, anne sütünün artmasını ve adet görmemenizi sağlar. Sadece emzirirseniz, döneminizin geri dönüşünü aylarca geciktirebilir.
Emzirmiyorsanız veya emzirme ile formül beslemeyi birleştirirseniz, prolaktin azalması ve östrojen artmasıyla birlikte bu hormon seviyeleri değişecektir. Bu nedenle, yalnızca emzirmenin yokluğunda, bebeğinizin doğumundan altı hafta sonra adetinizin geri döndüğünü görebilirsiniz.
Döneminiz geri döndüğünde, daha fazla östrojen ve daha az prolaktin anne sütü üretimini etkileyebilir. Bazen, döneminiz boyunca arzınızda sadece bir düşüş. Ancak, döneminiz geri geldiğinde anne sütü arzınızın düşük kalması olasıdır. Bununla birlikte, daha sık emzirme veya pompalama gibi arzınızı artırmak için önlemler alabilirsiniz.
Prolaktin ve Doğurganlık
Özel emzirme, yüksek prolaktin seviyeleri ile ilişkilidir. Bu yüksek prolaktin seviyeleri, yumurtalıklarınızın yumurtlamasını veya yumurta bırakmasını engeller. Bu nedenle, bebeğinizin doğumundan sonraki ilk altı ay boyunca bebeğinize herhangi bir takviye vermeden sadece emzirirseniz, yumurtlamanız veya hamile kalmanız pek olası değildir. Laktasyonel amenore doğum kontrol yöntemi (LAM) yüksek prolaktine dayanmaktadır.
Laktasyonel amenore doğum kontrol yöntemi, doğru takip edildiğinde %98’den fazla etkilidir.
Bununla birlikte, yukarıda belirtildiği gibi, artık yalnızca emzirmeyi bıraktığınızda, prolaktin seviyeleriniz düşmeye başlayacaktır. Ardından doğurganlığınız geri dönmeye başlayacak ve cinsel olarak aktifseniz tekrar hamile kalma olasılığınız daha yüksek olacaktır.
Aynı şekilde, hala emziriyorsanız veya bebeğinizi sütten kestiyseniz, ancak hala anne sütü üretiyorsanız, özellikle de adet döneminizin geri dönüşünü henüz görmediyseniz, prolaktin tekrar hamile kalma yeteneğinizi etkileyebilir. Bu nedenle, tekrar hamile kalmaya hazırsanız ancak hamile kalmakta güçlük çekiyorsanız, doktorunuzla konuşun. Doktorunuz prolaktin seviyenizi kontrol etmek için bir kan testi isteyebilir.
Discussion about this post