Düşük Riskli Gebelikler için Planlı C-Bölümü Güvenli Seçenek Olarak Kabul Edildi

Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerinin (CDC) en son verilerine göre, ABD’deki tüm doğumların %31’den fazlası sezaryenle (C-bölümü) yapılır.Ancak sezaryen doğumların yüksek yüzdesine rağmen, bu doğum yöntemine iliştirilmiş bir damga var. Birçok kişi tarafından “doğal olmayan” bir seçenek olarak kabul edilir ve utanç ve başarısızlık duygularına yol açabilen vajinal doğumdan daha aşağıdır.

Bu duygular sezaryen planlandığında, yani anne tarafından istendiğinde ve tıbbi bir gereklilik olarak görülmediğinde – sanki “kolay seçeneği” seçiyormuş gibi şiddetlenebilir.

Ancak yakın zamanda Canadian Medical Association Journal’da (CMAJ) yayınlanan yeni araştırma, annenin isteği üzerine planlı sezaryen doğumlarının düşük riskli gebelikler için güvenli olduğunu ve hatta planlanan vajinal doğumlara göre daha düşük olumsuz doğum sonuçları riski ile ilişkili olabileceğini gösteriyor.

Çalışma

Araştırmacılar, 2012’den 2018’e kadar 6 yıl boyunca 422.210 düşük riskli gebelikle ilgili verileri analiz etti. Toplamda 46.533 sezaryen doğum gerçekleşti ve bunların 1.827’si (%3,9) annenin talebi üzerine planlandı. Bu oran, çalışmanın yapıldığı yıllar boyunca değişmedi.

Ottawa Hastanesi, Ottawa, Ontario, Obstetrik, Jinekoloji ve Yenidoğan Bakımı Bölümü’nden araştırma yazarı Darine El-Chaâr, “Annenin isteği üzerine sezaryen ile ilgili çok az veri/sonuç var” diyor. “Uzun süredir sezaryen isteyen bir hasta için isteğini elde etmek zordu, ancak faydaları ve riskleri dikkatlice düşünüldükten sonra doktorunuzla tartışılabilecek bir şey haline geliyor.”

Araştırma, annenin isteği üzerine gerçekleştirilen vajinal doğumların ve sezaryen doğumların hem anne hem de bebek için güvenli doğum seçenekleri olduğunu ve anne isteği üzerine planlanan sezaryen doğumlarının hem anne hem de bebek için olumsuz doğum sonuçları riskinin anne ve bebek için olduğundan daha düşük riskle ilişkili olduğunu gösterdi. planlı vajinal doğumlar

Dr. El-Chaâr, araştırmacıların başlangıçta bulgulara şaşırdığını söylüyor. “Cerrahi bir prosedürün daha fazla risk taşıması beklenir” diyor. “Ancak bir kadın doğum uzmanı olarak, kadınların doğal olarak vajinal doğum için programlanmış olmasına rağmen, doğumla ilişkili komplikasyonlar ve (öngörülemeyen) riskler olduğunu biliyorum.”

Vajinal ve C-Bölüm Teslimatı

California Fountain Valley’deki MemorialCare Orange Coast Tıp Merkezi’nde OB/GYN Lideri olan G. Thomas Ruiz, her iki doğum yönteminin de riskleri ve potansiyel komplikasyonları olduğunu anlamak önemlidir, diyor.

“Vajinal doğum, daha sonraki yaşamda mesane sorunları, stres, idrar kaçırma ve pelvik gevşeme ile ilişkilidir” diyor. Bununla birlikte, sezaryen sonrası iyileşmenin daha acı verici olabileceğine ve doğum sonrası dönemde yenidoğanın bakımını zorlaştırabileceğine de dikkat çekiyor. Ayrıca, sonraki gebelikler varsa, tekrarlanan sezaryenlerin vajinal doğumdan daha yüksek morbidite ve komplikasyonları olabilir.

Dr. Ruiz, “Bazen sezaryen bebekleri ciğerlerindeki sıvının tamamını temizlemezler ve bazen yaşamın ilk 24 saati için oksijen desteğine ihtiyaç duyarlar” diye ekliyor. “Vajinal doğum yoluyla doğan bir bebek, doğum kanalından gelen ciğerlerinden çıkan sıvının çoğuna sahiptir.”

Dr. Ruiz, Kanada araştırmasının vajinal doğum konusunda çok endişeli olan seçilmiş bir kadın popülasyonu için geçerli olduğuna inanıyor. Ancak her durumda her iki doğum seçeneği de tartışılmalıdır. “Nihayetinde karar anneye kalmış” diyor. Dr. Ruiz’in deneyimine göre, çoğu kadın vajinal doğumu seçiyor.

“Epidural ve doğum ağrısı ilaçlarının kullanımı, çoğu kadın için doğum sürecini daha rahat hale getiriyor ve doğum kursları, müstakbel anne babaların doğum süreci hakkında bilgi edinmelerine yardımcı oluyor” diyor. “Ancak, seçmeli bir sezaryen seçen bir kadına suçluluk yüklemek bizim işimiz değil – rahatlık ve bakım sağlamak bizim işimiz.”

Çalışma yazarları, emzirme üzerindeki etkileri ve çocuğun enfeksiyon ve solunum yolu hastalığı riski gibi planlı sezaryen doğumlarının potansiyel uzun vadeli etkilerini anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu kabul ediyor.